Gözün kulağa, görmenin işitmeye ve imajın söze baskın duruma geldiği hız çağında edebiyat, ya zamana sığınmış ya muammaya dönüşmüş ya da anlatım yöntemini anlattığının önüne koymuş ve kendi varlık gerekçesine, yani malzemesi olan dile dönmüştür. Bu tavır, bir bakıma öze dönüp kapanma hâlidir ki şiirden düzyazıya, tiyatrodan sinemaya sanatın hemen her dalında karşılık bulmuş ve yirminci yüzyıl sanatında derin bir bölünmeye yol açmıştır. Artık bir tarafta Kayıp Zamanın İzinde veya Ulysses gibi topluma inemeyen, bir avuç eleştirmenin ve uzmanın hakkında konuştuğu yüksek sanat; diğer tarafta yine eleştirmenler ve uzmanlarca daima küçümsenen popüler sanat vardır.
Hız Çağında Oyalanmak’ta “hız”, popüler sanatın; “oyalanma” ise yüksek sanatın alegorisi olarak ele alınıyor ve sinemayla roman arasındaki sürekli bağlantı göz ardı edilmeden her iki türle ilgili göstergelerin izi sürülüyor. Neyin yüksek, neyin popüler, kimin kalıcı, kimin uçucu olduğuna ilişkin yorumlar getiriliyor. Doktor Jivago, Anayurt Oteli, Zeytin Ağaçları Altında, İki Şehrin Hikâyesi, Firavun İmanı, Yol Ayrımı, Ruh Adam, Tutunamayanlar, Karartma Geceleri, Masumiyet Müzesi ve Çingeneler, Hakkı Özdemir’in hız çağında oyalandığı metinlerden bazıları.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.