“Steve Fuller, bu kitapta ‘hakikat sonrası’ kavramını yeni bir analiz düzeyine taşıyor. Hakikatin kurumsal tarihini ‘oyunun kuralları’ üzerinden ele alıyor.” –Stephen Turner“Fuller, hakikat sonrası durumuna batmış dünyanın kıyametin eşiğinde olmadığına dair ikna edici etraflıca bir tartışma sunuyor. Fuller’in açık görüşlü sorgulaması, hakikat sonrası üzerine yayınların çoğunun durduğu noktanın ötesine bir bakış atıyor.” –Lucia Toman“Bu kitap, hakikat sonrası epistemik popülist koşullarda rol oynayan meselelerin bir açıklamasını sunuyor ve bunların kökeninin aydınlatıcı bir şekilde izini sürüyor.” –Fred D’Agostino‘Hakikat sonrası’nın belirleyici özelliği, görünüş ile gerçeklik arasında hiçbir zaman tam olarak ayırt edilemeyen ayrımdır. Bu aslında hakikat sonrasında en güçlü görünüşün nihayetinde gerçeklik yerine geçtiği anlamına gelir. Kısacası bir güç oyunudur bu.Hakikat sonrası (post-truth) terimi her ne kadar Trump ve Boris Johnson gibi politik figürlerle hayatımıza girmiş olsa da, kökleri felsefe, sosyoloji ve politik teorinin derinliklerinde yatmaktadır. Felsefede Platon’dan Kuhn ve Popper’a uzanan bu tarih, klasik sosyolojide Makyavelci geleneğe ve Pareto’ya dek uzanmaktadır.İnsan kaynaklarının doğuşu, medya, tarih ve ekonominin epistemik yapılarla etkileşimi; kısacası bilginin tarih boyu kuramsal ve kurumsal ağlar içerisindeki dolaşımı kitabın temel sorunudur. Kitap, hakikat sonrası durumunun hem politika ve iktisat hem de bilim ve felsefe açısından anlamını Fuller’in özgün bakış açısıyla ele alıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.