Geçen haftadan beri yağan yağmurdan sonra, Kayaköy`ün çukurunda biriken suların oluşturduğu gölün üzerindeki belli belirsiz sis, çıkan rüzgar nedeniyle dağıldı. Ardından Kayaköy`e bir sakinlik çöktü. Kıyıda sazların suya karıştığı sığlıkta ördekler bağırlarını Değirmen Tepe’den esen cansız esintiye verip kanat çırptılar, bir araya toplanıp uzun uzun bağrıştılar. Yarı belinden kırılıp göl suyunun üzerine uzanan yaşlı pırnal meşesinin üzerinde birbirlerine kur yapan iri kurbağalar birlikte suya atladı, altında ise kıprak kara gölgeleri ile dolaşan kocabaş kurbağa yavruları, telaşla kıyıdan derine dalıp nazlı nazlı salınan uzun yosunların arasında kayboldular. Kınalı caminden okunan ezan ile, eğer harabeye dönmüş olmasaydı yukarı kilise Taksiarhis`in çan sesleri birbirine karışacaktı. Rum ve Türk okulları belki de birlikte dağılacaktı; tüm köyde çocuk sesleri nemli toprağın yüzüne, bir de havaya uçuşacaktı. Tüm çocuklar buldukları okaliptus, pıynar ve çitlembik ağaçlarının koyu gölgeliklerinde bağrışarak oynayacaklardı. Yine de olmayan çocuk sesleri dağıldı, ikindinin kuytuluğu köyü sardı. Kayaköy’ün tek okulunun çocukları oyundan yoruldular ve müezzinin çıplak, titrek sesi akşam vaktini bildirdi ama Aşağı Kato kilisesinin çan sesleri duyulmadı. Çocuklar yine de evlerinin yolunu tuttular.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.