“Bazı aşklar vardır, içinde kahkahaların çınlamasından ziyade gözyaşlarının çağlaması daha uygun düşer.”
Musa, metin yazarı olarak işe başladığı reklam ajansında patron diye Şeytan adlı bir kara kediyle tanıştırıldığında bir nebze şaşırsa da “İş, iştir” diye düşünür. Acaba öyle midir? Astronomik fakat aşina, dehşetengizliği nispetinde cazip, yabancı olduğu kadar yerli bir hikaye.
Uyumsuzluğun zirvesinde bir aşk…
Kimsenin hiçbir şeyi yadırgamadığı bir ortama damgasını vuran bir komplo…
Ve tekinsiz tiplerin zıvanadan çıkmasıyla büsbütün harlanan bir macera!
Almanya’da yazarlar, eleştirmenler ve yayıncılardan oluşan Litprom jürisi tarafından hazırlanan ‘dünya edebiyatının en iyileri’ listesinde yer verilen Gizliajans’ı okurken çokça tebessüm edecek, sıkça kahkaha atacaksınız.
Biliyorum. Yüreğime ellerimle açtığım yaradan sızan bu kan, bu gazap ateşi, bu kutsal fikr-i sabit, gözlerimdeki perdeyi kaldıran biricik hakikattir. Mutluluğum, felaketim, en pervasız günahım... Bil ki hiçbir tecrübe, hiçbir tövbe, hayatın gelip geçiciliğine, kerhen olana dair hiçbir şey bu mührü kıramaz. Zavallı varlığımın anlamı, başka hiçbir şey değil, sadece gizli nikâhımızı kıydığımız o gece yüreğimi sana bağlayan bu yemindir. Bundan böyle aldığım her nefeste senin ruhunu içime çekeceğim, yüreğimin her vuruşu senin ismini fısıldayacak. Aşkından gayrısı yalan, ve bak, gökteki ay şahidimdir.
(Tanıtım Bülteninden)