Richard Powers, bilişim teknolojilerinin primitif hâllerinin büyük bir atılımla aşıldığı 20. yüzyılın sonlarına doğru yazdığı beşinci romanı Galatea 2.2’de, nöral ağlardan oluşan bir yapay zekâ programını, İngiliz Edebiyatı kanonundan gireceği sınavı kazanacak kadar geliştirmeye çalışan romancı Richard Powers’ı anlatıyor. Dört romanı yayımlanmış, mezunu olduğu ve ilk aşkını bulduğu üniversiteye yıllar sonra misafir akademisyen olarak yalnız başına dönmüş romancı, sinirbilimci arkadaşlarının arasındaki bir iddiada, Helen adını alacak yapay zekâyı edebiyat metinleriyle besleyeceği asistanlık rolünü kabul eder. Bu süreçte kalbi terk ettiği ilk aşkı C ile üniversite koridorlarında görüp âşık olduğu A arasında gidip gelirken gitgide basit bir programdan öteye geçen zamane yaratısına aklını kaptıracaktır.
Daha önceden The Gold Bug Variations’la genetik, müzik ve bilgisayar programcılığı arasındaki bağları gösteren Powers’ın bu edebi varyasyonu da, mitolojik hikâyedeki heykeltıraşın yaptığı heykele âşık olması gibi kendi sanatının ürününe âşık olacaktır. Pygmalion’dan My Fair Lady’ye edebiyat ve sinemada pek çok uyarlaması yapılan bu mitin sanal versiyonu, yazarın Ulusal Kitap Eleştirmenleri Çevresi Ödülü adayı gösterilmesini sağlamıştı.
Richard Powers’ın kendisini okurlarına en fazla gösterdiği bu yapıt, Her Şeyin Hikâyesi’nin yazarına zihinsel bir giriş kapısı, aynı zamanda yazarın oluşumunun ve yazma tutkusunun romanı.
“Pynchon, Gaddis ve DeLillo’nun mirasına ortak çıkabilmeye aday az sayıdaki Amerikan yazarından biri.”
—THE NATION
“Göz kamaştırıcı... hem entelektüel açıdan dikkat çekici hem duygusal açıdan ilgi uyandıran bir beyin macerası, canlı bir güç gösterisi.”
—Michiko Kakutani
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.