Yıl 1961’di. Türkiye’den Almanya’ya giden bir yolcu uçağının içinde gözleri nemli, bakışları sisli bir adamcağız pencereden canı gibi sevdiği memleketine son kez bakıyordu. Bu, buruk bir veda bakışıydı. Bir daha dönüp dönmeyeceğini Allah bilirdi.
Haykıracak çok şey varken sessizce gidenlerin ne ilki ne de sonuncusuydu bu yolcu. Onu bu sessiz ve hüzünlü gidişe mahkûm eden sebepler vardı. Ah o sebepler...
Darbeler kötüdür ve her darbenin bedelini ödeyen binlerce masum olur. İşinden, aşından, yuvasından, yurdundan olan binlerce insan... Türkiye’de 1960 askerî darbesinin tıpkı diğer darbeler gibi yaktığı çok can oldu. Darbenin ardından yönetime getirilen askerî hükümet tarafından üniversitelerde çalışan 147 öğretim görevlisi bir gecede ihraç edildi. Yani mesleğinden uzaklaştırıldı. Bunlardan biri de Fuat Sezgin’di. İlim yolunda gecesini gündüzüne katan, iğne ile kuyu kazar gibi titizlikle çalışan, türlü zorluklara rağmen anlamlı, azim dolu ve örnek bir hayat yaşayan Prof. Dr. Fuat Sezgin...
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.