Geldi Nebi Muhammed (S.A.V.) cümlesi sevgili peygamberimizin dünyaya teşrifinin müjdesidir. Altmış üç sene gibi kısa bir ömürde yaşadığı her an, insanlık için birer mucizedir...Veda hutbesinde buyurduğu gibi. “Ey müminler size iki emanet bırakıyorum. Birincisi Allah (CC)’in kitabı Kur’an’ı Kerim diğeri benim sünnetimdir. Bunlara sıkı sıkı sarılın, sarılın ki doğru yolu bulasınız.
YA HÛ
Aklım başımda değil,Dağıldı cism-ü canım.Hemen hemen insanlık tarihi kadar eski olan bu eşya; neden imal edilmiş olduğu, şekli, rengi, üzerindeki değerli taşları ve hangi parmağa takıldığı gibi birçok değişkeni ile her dönem için ayrı ayrı manalar taşıyordu. Kimi zaman, sınıf göstergesi yani soyluluk nişanesiydi. Kimi zaman, kişinin nişanlı ya da evli olmasına işaretti. Kimi zaman, evlilik tekliflerinin başrol oyuncusuydu. Kimi zaman, tılsımıyla insanların hayatına olumlu ya da olumsuz enerji veriyordu. Kimi zaman ise içine katılan zehir ile hayat macerasının son noktasıydı.
Bu kitapta, üniversite öğrencisi olan ve hastalığından dolayı hastaneye kaldırılan Mustafa’dan kalan, üzerinde çözülmesi gereken şifreler barındıran yüzük, Prof. Dr. Ahmet Nadir, Yusuf Hoca ve Burak Komiser’in hayatlarının, önce kesişim noktası olacağına, sonrasında yüzüğün barındırdığı şifrenin ise hayatlarının dönüm noktası olacağına şahit olacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.