“geniş sokaklar kentin kalanından utanıyor. sana uzun soluklu bir koşu yazılıyor. bahçeleri ovalar olan:
gecenin nevresimine düşen kızsın, yüzünü mumlar öper. uzak yerlerden heybetli adamlar, bebe yağları ve dalinler taşır kamyonlarıyla sana. karanlık okşayarak sürer nemini. bedenin eskimez bir yeridir alemin. bitmez seferlerini karanın, denizlerin, büyük motorların rekabetini yapar. bütün canlılığın ölümden devraldığı bir çığlık var. kuş sürüleri ayrılmış seninse kulaklarına. uyanınca aynalara şarkılar söyleyebilirsin. gösterebilirsin beş kez fırçaladığın dişlerini. ve otuz yaşında bile tutabilirsin annenin elini. yollara çıkıp göller görebilirsin. pasaportlar savunur seni. adamlar seversin. bunu ben nasıl yazayım.
kolunda altın bileklik, yakan derin sökük, koyu ve mavi. boy aynaları ve boy aynaları tekrar. baktıkça çoğaltıyor güzelliğini. dar bir evi utandırıyor.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.