Sonu adım adım yaklaşan bir imparatorluk…
n
Siyasal çalkantılarla boğuşan bir başkent…
n
İçeride ve dışarıda bir kıyamet kopmuş gidiyor.
n
İstanbul, dünyada gözler üzerine çevrilmiş bir başkent.
n
O başkentin kalbi, atan nabzı, Sultan 2. Abdülhamid.
n
Kendisine özgü kişiliği, yönetim tarzı ile ilgi odağı.
n
Yıldız Sarayı…
n
Bütün güçler kadar meselelerin toplandığı ana mekân.
n
Diğer yandan propagandanın bir güç olarak öne çıktığı bir devir.
n
Ve bu devrin önemli çehrelerinden birisi: Nazif Sururi.
n
‘Propaganda Nâzırı’ olarak görülen, jurnal, hafiye kavramlarının etrafında döndüğü bir canlı tanık.
n
Nazif Sururi yıllar sonra anılarını kaleme aldı; II. Abdülhamid ve dönemini kendisine göre değerlendirdi. Eleştiriler yöneltti, yorumlarda bulundu.
n
İşte 1930’larda tefrika edilen bu tanıklık, titiz bir editörlük sürecinin sonunda, ayrıntılı bir giriş, açıklama ve notlarla günün okuruna sunuluyor.
n
Osmanlı’nın her yönden tartışmalı bir dönemi ve onun baş aktörlerinden II. Abdülhamid’ i bir de bu gözle görüyoruz.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n