Şimdi başka bir tren garındayım. Galiba veda ettiğim son şehir olacak burası. Oturacak ve yaslanacak yeri olmayan bir banka ilişmiş, mürekkebi bitmek üzere olan kalemimle acele acele yazıyorum. Kirli yüzlü çocuk önümde bitiverecek diye korkmadığımı söylesem, yalan söylemiş olurdum. Ölmeden bitmez bu korku.
Faruk Turinay’ın on yedi öyküden oluşan ilk öykü kitabı Şapkamın İçindeki Kıraathane, kimin girip çıkacağı hiç belli olmayan kalabalık ve şamatalı bir kıraathane gerçekten de. Köpeğe dönüşen ressamdan aşk ve ulusal direniş serüveni anlatan Fransız faresine, Gaip Hazretleri’yle sohbet etmekten sıkılan adamdan Manhattan 42. Cadde’deki bir kafede sanatın değerini tartışan fizikçilere, 1920’lerin İstanbul’unda eline Venedikli bir denizcinin günlüğü geçen müderristen tüm çağlardan edebiyatçıların katıldığı konferansa sızan davetsiz misafire...
Dinleyiciyle anlatıcı, mizahla melankoli arasında gidip gelen şaşırtıcı anlatımıyla Şapkamın İçindeki Kıraathane’de felsefenin, bilimin, mitolojinin, sanatın ve hayatın bulanık sularında geziniyor Faruk Turinay. Varlığını sürdürmeyi intiharla, gerçekliği sahtelikle, aşkı öfkeyle, edebî yaratıcılığı hayatı yaşama arzusuyla karşı karşıya getirerek sorguluyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.