Santa Maria Draperis’le, okur tek bir yapının başlığı altında, aslında Beyoğlu’nun geçmişine ve çok yönlülüğüne doğru bir yolculuk yapıyor.
n
İtalya, Fransa, İspanya, Avusturya-Macaristan, Çekoslovakya, İngiltere, Bizans, Kıbrıs, Yunanistan, Litvanya, Slovenya, Hollanda, İsviçre, Vatikan ve Osmanlı birçok yönüyle Beyoğlu’nda sahne alıyor hem tarihleri hem de dilleriyle, tek bir yapı içerisinde birbirlerine kaynaşıyor, çok geniş bir coğrafyayı bu yapıda temsil ediyor.
n
Dinler, mezhepler, tarikatlar, İmparatorlar, mimarlar, ressamlar, heykeltıraşlar bir araya gelip sayfalar arasında yüzyıllar süren bir tür geçit icra ediyor.
n
Sayfaları çevirirken tarihin akla gelmeyen köşelerini keşfedip Türkiye’de, İstanbul’da çalıştığını hiç bilmediğiniz sanatçılarla buluşuyor, eserlerinin tadına varıyoruz.
n
Sanat yapıtlarını tamamlar şekilde, yine tek bir yapıda dünyanın pek çok ülkesinden gelen taşların yalnızca tarihi ve sanatı değil jeolojisi de estetiği de keşfediliyor.
n
Eser her sayfasında, alışılmışın dışında ancak prestij kitaplarında görülen nitelikte görsel malzemenin oluşturduğu bir tür şölenle tamamlanıyor, netleşiyor.
n
Sezai Balcı ve Sedat Bornovalı’nın satırları arasında hem Osmanlı ve Beyoğlu daha iyi anlaşıyor hem de İstanbul’un tarih sayfalarını anlamak için bir okuma anahtarı seçiliyor.
n
Yeni başlayanlar için Beyoğlu’nu, İstanbul’u ve Osmanlı’yı anlamak yolunda ilk adım olacak, diğer yandan uzmanlar için bile birçok bilinmeyene ışık tutacak bir eser.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n