“...Yol parası veremedim diyeBu dağları bana deldirdilerBu yolları bana açtırdılarHacizlere gittiSuna gibi geçimine oyMeri kekliğimOy meri kekliğimNedir çektiğimKore DağlarındaTabakam kaldıMahpus damlarında özgürlüğümOy meri kekliğimDut kurusu süpürge tohumu yediğimizVe bir godik arpa içinSivas kapılarından geri döndüğümüzGünleri defledik heyMeri kekliğimOy meri kekliğimNedir çektiğim...”
Mitoloji ve sembolizmde keklik için St. Ambrose “Adını perdendo (kendini kaybetmek) kelimesinden alan ve İbranice adı kore (çağırmak ve duyurmak) olan keklik; sesiyle kalabalıkları baştan çıkartan Şeytan’dır” der. O yüzdendir ki yüzyıllar boyunca avcılar, meri (dişi) kekliklerle tuzak kurarlar. Dişi keklik o kadar güzel şakır ki çevredeki erkek keklikler onun etrafına toplanır, kapana yakalanırlar. Bu sebepten kekliğin kendi soyuna ihanet ettiği söylenir. Oysa avcıdır kekliğin düşmanı. Dişi kekliğin sesini yem eder; belki de kurtulmak için bağırır güzel sesiyle keklik... Kore Dağları’nda iki halkı birbirine düşman eden de, yem eden de avcıdır, avcılardır aslında...
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.