“Çiçek uyandı, bu son perde.”
n
Meğer bilmediğim ne çok şey varmış, şimdi anlıyorum.
n
Tanıdığımı sandığım insanlar başkaymış. Hiç sezdirmedikleri yaraları benimkilere bağlanmış. Bu yaraları gizlemek onları değiştirmiş.
n
Söylenmeyenler çığ olunca bağlar gücenmiş.
n
Bu zamana kadar yaşadığım hayat bir yankıdan ibaretti.
n
Savaşarak kazanamayacağımız bir oyunun içindeyiz biz.
n
Kaçtıklarımızla eninde sonunda karşılaşacağız, bu yüzden günün sonunda nerede oluruz bilemeyiz.
n
Fakat bazı şeyler dindiriyor hepsini. Günbatımları, yıldızlı denizler, çocukluk masumiyetleri, yaz yağmurları, huzur dolu suskunluklar, kaygısız sevinçler, gümüş gözler ve emek bekleyen çiçekler.
n
Her koşulda yeşerebilen fakat emekle hayata tutunan çiçekler bir ânı sonsuzluğa dönüştürebilir. Bu oyunun son perdesinde açan portakal çiçeği, işte böyle bir çiçekti.
n
Günün sonunda nerede olurum bilmiyorum.
n
Ama seçme şansım kaldıysa tüm mevsimlerde seninle olmak istiyorum.
n
Bilmiyordu yokluğunun nelere sebebiyet verdiğini, varlığının nelere kadir olduğunu bilmediği gibi.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n