Kur’an’ı birçok insan okumasına rağmen neden tam olarak anlayamıyorlar? Neden bu kadar farklı dini anlayış ortaya çıkabiliyor? Bu önemli soruların cevaplarını Kuran ayetleri ışığında arayacağız.
Kur’an kendisini herkesin anlayacağı iddiasında değildir ve bu önemli bir detaydır. Kur’an’ı okuyan birçok kişi bu gerçeği göz ardı ediyor. Allah vahiylerini erdemli kullarına yol göstermesi için gönderiyor. Yani Kur’an Ayetlerini anlamanın takva/erdem gibi ön şartları var. Dolayısıyla bu şartları yerine getirmemiş kişiler de ayetleri yanlış yorumlayıp, yanlış hükümler çıkartabiliyorlar. İslam Allah’ın seçip beğenmiş olduğunu bir dindir. Bu soru üzerinde düşünelim; Müslümanlar bu dini doğru yaşamış olsaydı bu halde olur muyduk?
Meselenin özü işte buradadır; neden bu dini doğru anlayıp yaşayamadık? Bu soruya cevap olarak kitap boyunca Kur’an’dan örnekler verdim. Kur’an’ın nasıl bir kitap olduğuna farklı bir yönüyle değinmeye çalıştım ve problemin esas temeli üzerinde durdum. Kur’an’ı doğru anlamanın yolu onu uygulamalı olarak okumaktan, yani bildiklerimizi hayata aktarmaktan geçiyor.
Müslümanların, dini neden doğru anlayamadıklarına, neden geri kaldıklarına Kur’an’dan çeşitli örneklerle değiniyor ve Kur’an’ın neredeyse hiç konuşulmayan bu önemli konulardaki açıklamalarını işliyorum.
Mesajı İşitmeye Layık mıyız?
Hicr: 11 Onlara her ne zaman bir elçi geldiyse onu alaya aldılar.
Hicr: 12 İşte suçluların kalbine böyle (bir tavrı) sokarız.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.