Vücûd/Varlık Hakikati’nin bâtını ya da derinliği, Ehlibeyt’in hakikati olup, bu konuda sınırlı sayıda eser kaleme alınmıştır. Söz konusu nâdir eserlerden biri de, Muhyiddin ibn Arabî’ye nispet edilen Menâkıb-ı Eimme-i İsnâ Aşeriyye adlı risâledir. Menâkıb’da, hakikatlerin hakikatinin derûnundaki bâtınî nükteler, On Dört Mâsum’un her biri için yazılmış salâvâtlarda toplanmıştır. Mezkûr salâvâtlarda yer alan hitapların câzibesi, manevî bir cereyânın yanı sıra mefhumların idrâkine dâir de büyük bir merak uyandırmaktadır.
İşte bu noktada; âlim, ârif ve muhakkik Seyyid Sâlih Halhâlî imdâda yetişmektedir. Arapça kaleme alınmış olan Menâkıb’ı Farsçaya tercüme eden Halhâlî, İslâmî ilimlerdeki müktesebâtını ustalıkla kullanarak, ufuk açıcı tahliller ve izahlar eşliğinde son derece kıymetli bir şerh yazmıştır. Her türlü taassuptan uzak bir şekilde mânâ ummânına dalan Şârih, Şerh-i Menâkıb gibi, ilmî ve irfânî açıdan aşılması hayli güç bir eser ortaya çıkarmıştır.Mâsumlar’ın Bâtınî Hakikatleri ismi ile Türkçeye kazandırılan Menâkıb ve Şerhi, Ehlibeyt’in bâtınî hüviyetini ve vahdet-i vücûdun en müşkil meselelerini, farklı disiplinlerdeki otoritelerin beyanları ile ehline sunmaktadır. Mü’minler için evrâd, ilim tâlipleri için eşsiz bir kaynak işlevi görecek olan eser, samimi sâlikler için de hakkanî bir rehber olacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.