Thales ne yapmıştı? Ayağını yere sağlamca basıp, yerden aldığı güç ve ruhundaki kudretle sıçramıştı. Sanatın kaçırmaya çalıştığı şeye akılla ama hissede hissede dokunuyordu -bazen yakalayıp bazen elinden kaçırıyordu.- Yakaladığı şeye takılıp kanatlanınca ardından hep niceleri geldi, bir kere olsun dokunabilmek için. Bu dokunuşlar felsefenin senfonisine dönüşüvermişti. Sonra onun gibi niceleri! Niceleri sonra lanetlendi hapisten kaçtıkları ve başkaldırdıkları için kelepçelenmiş yarınlara. Lucifer olan biteni izliyor, fısıldıyordu notalara; felsefenin senfonisini.
Kendi ışığı olmayanlara ne Lucifer’in fısıltısı ne de Lady Galadriel’in ışıltısı ulaşabilir. Zira zincirlerini kırmak cesaret işidir, güç ister ve acıya sarılmayı gerektirir. İnsana en çok acı veren şey ise kendi putlarını (kutsallarını) yıkmaktır. Bunu gerçekleştirmeden de asla kendisi olamaz. Kendin olmak! Ah Sokrates, bizi ne yollara soktun? İyi de yaptın! Sana çok şey borçlu olduğumu hissediyorum. O yüzden Platon’un aşkı gibidir benim aşkım. Senin aşkın gibi, yaşama ve bilgiye duyulan…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.