Otuz dokuz yıllık renkli ve verimli yaşamı boyunca romanlar, şiirler, şarkılar yazan, trompetten ve cazdan vazgeçmediği gibi oyunculuk, şarkıcılık, mucitlikten de geri kalmayan ve doğal bir oyunbozan olan Vian’ın meslek hayatında Fransız Standartları Enstitüsü’nü seçmiş olması belki de sanat dünyasının en parlak ironilerinden biridir. Dönemin diğer bazı isimleri gibi doğaçlama yaşayıp eser veren Vian bugün asıl olarak yazar kimliğiyle ve antimilitarist bakış açısıyla tanınıyor.
Wolf icat ettiği makine sayesinde geçmişini tekrar yaşayabilecek hatta istediği hatıralarını silebilecektir. Ailesinin, aldığı eğitimin, dinle ve toplumla ilişkilerinin bıraktığı psikolojik travmalardan kurtulabilir de “kafasını boşaltabilirse” mutlu olabilecektir belki. Fakat elbette boş bir kafanın da yaratacağı başka sorunlar vardır.
Sağlam bir psikanaliz karşıtı olan Boris Vian, ölümünden sonra dostları sayesinde imha edilmekten kurtulan sekizinci romanı Kızıl Ot ile unutmanın zor olduğu acılarımızla yüzleşmenin ne anlama geldiğini sorguluyor.
“Benden önceki ve sonraki kuşaklar gibi Boris Vian’ın etkisi altında ve ondan esinlenerek büyüdüm.” –Michel Gondry
“Roman yazmak şaibeli, kaçışın olmadığı bir şeymiş gibi gerçekleşiyor her şey. Vian her yerde, her alanda parladığı için affedemiyordu onu akranları.” –Marc Lapprand
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.