Nabizade Nâzım’ın 1889-1890 yıllarında arazi haritasını çizmek üzere Kaş’ta bulunduğu sırada edindiği izlenim ve deneyimlerinden hareketle yazdığı Karabibik, “ilk köy romanı” olmasıyla, edebiyat tarihimizin kilometre taşlarındandır. Yazarın tıpkı Emile Zola ve Alphonse Daudet gibi naturalist ve realist bir anlayışla kaleme aldığını söylediği eser, Kaş’ın Beymelik köyündeki Karabibik’in yaşam mücadelesini anlatır. Babadan kalma tarlasının bir kısmını komşusuna satmak zorunda kalan kahramanın topraklarının kalan kısmını kaybetmemek için giriştiği mücadelenin yanı sıra anasız büyüyen kızına “hayırlı bir kısmet” bulma derdi de dile gelir. Yalın anlatımı ve yöresel ağız özelliklerine yer vermesiyle Tanzimat döneminin diğer romanlarından ayrılan Karabibik, aynı zamanda döneminin “köy gerçeği”ni gözler önüne serer. Bu yönüyle de cumhuriyet döneminde kaleme alınan diğer birçok köy romanı için çıkış noktası olmuştur…
“Tarlayı otlar bürümüştü. Karabibik burasını babası Koca Osman’ın mirası olmak üzere ele geçirmişti. Tarla o zaman on iki dönümken dört dönümünü Kara Durmuş’a satarak vaktiyle bedel-i nakdî vermişti. Şimdiki halde sekiz dönümden ibaret kalan bu toprak parçasına bile tarla komşusu olan Yosturoğlu göz dikmekte ve bu sebeple aralarında ara sıra münazaat vukua gelmekteydi.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.