"Felsefe gurubu başta olmak üzere sanat, fen ve teknik bilimlere ait terimlerin kültür dünyamızda nasıl karşılanabileceği ve tanımlanabileceği meselesi, Tanzimat sonrası dönemde Osmanlı-İslâm kültür dünyasında entelektüel alanın temel sorunlarından biri olmuştur. Başlangıçta gazete ve mecmua köşelerinde telif ve tercüme metinlerde bireysel arayışların ilgi odağı olan sorun, 1908'de II. Meşrutiyet'in ilânından sonra devrin Maarif Nâzırı Emrullah Efendi'nin şahsi gayret ve teşebbüsüyle tercüme ve tedris amaçlı bir dil arayışına dönüşmüş, bir süre sonra, aynı devrin İttihad ve Terakkî kabinelerinde 1913'ten 1918'e kadar en uzun süreli Maarif Nâzırlığı görevinde bulanan Şükrü Bey tarafından kurumsal bir ilginin odağına taşınmış, 1913 yılında Istılâhât-ı İlmiyye Encümeni adıyla ve birçoğu bu konuda devrin otorite sahibi tanınmış şahsiyetlerinden oluşan ilmî hüviyette resmî bir cemiyet kurulmuştur. Ma'ârif-i Umûmiyye Nezâreti Istılâhât-ı İlmiyye Encümeni Tarafından Kâmûs-ı Felsefede Münderic Kelimât ve Ta'birât İçin Vaz' ve Tedvîni Tensîb Olunan Istılâhât Mecmû'asıdır (İstanbul 1330) başlıklı bu eser, encümenin bir yıl gibi kısa bir süre içinde yayınlamayı başardığı Fransızca'dan Türkçe'ye üç ıstılâhât mecmuasından biridir."
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.