Baskı Sayısı | 1. Baskı |
Dil | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı | 317 |
Cilt Tipi | Karton Kapak |
Kağıt Cinsi | Kitap Kağıdı |
Boyut | 13.5 x 21 cm |
İçindekiler
Hazret-i Bilal-i Habeşi’nin Hal Tercümesi 11
Korkunç Karanlıklar 15
Allah’ın Nuruyla Bakanlar 35
Petekteki Bal Arısı 57
İleriye Atılan Adımlar 75
Rahmet Müjdeleri 95
Yumruktaki Can 117
Ağlayan Ateş 139
İlâhi Örnek Adalet 159
Fidan Sökülürcesine 177
Uykudan Hayırlısı 197
Eden Bulacaktı 219
Sıkıntının Bu Türlüsü 239
Saadet ve Hüzün 259
Çevreden Çevreye 279
Yolunu Gözleyenler 299
"Ey Bilâl!
Ben cenneti gördüm.
Senin ezan sesin, sekiz kat gök cennette aksetmektedir."
(Hadis-i Şerif; Buhâri, Müslim)
Müezzinler hakkmdaki hadis-i şeriflerden:
Müezzinler, kıyamet gününde, insanlar arasında boyun-ları en uzun, dereceleri yüksek olanlardır. "
(İmâm-ı Ahmed, Hz. Muâviye’den)
Karşılığını Allah’tan bekleyerek, her kim yedi sene müezzinlik ederse, Allah ona cehennemden berat (kurtuluş ilâmı) yazar. "
(Tirmizî, İbni Abbas’tan)
ÖNSÖZ
Dünyanın dönüşü ve namaz vaktinin bizzat Hazret-ı Al-lah tarafından buyurulması dolayısıyle, hemen hemen yeryüzünde günün devamı süresince Ezan-ı Muhammedi nın okunmadığı an yoktur.
Yirmi dört saat içinde beş kere insanlık, ezan ile namaza davet edildiği gibi uyarılır da.
Ona, Allah’ın en büyük olduğu, Son Resulü Muhammed’e şehadet etmesi, salah ve felah bulmak için namazın tek deva bulunuşu, Hazret-i Allah’tan başkasına tapılmaması hatırlatılıyor.
Kısacası, maddeye kendini kaptırmış olan insan, sık sık manevi hayata yaklaştırılıyor.
Dünya hayatının, ahiretin vereceği saadeti hazırlayan bir kulluk meydanı olduğu bildiriliyor.
Bu kadar mı?
Hayır.
Hazreti Allah eğer dileseydi, günde beş kere kılınmasını emrettiği namazın saniyesine kadar başlangıç vaktini emretmezdi. İnsanlara diledikleri vakitlerde kılmalarını bildirirdi.
Halbuki öyle dilememiştir. Niçin?
Çünkü, insana zamanın kıymetini anlatmak istemiştir.
Karşılıklı verilen sözler, edilen vaadler, çalışmalar ve benzeri miatlı işlere alışmamız, tabii bir alışkanlık haline getirmemiz, bu İlâhi hikmette baş rolü oynamaktadır.
Lâkin ne acıdır ki, günlük hayatımızda daima zamana kıymet vermeme, onu kıyasıya harcama hastalığına müptelâyız.
Yıllar, aylar, haftalar, günler, saatlar, dakikalar değil, sa-niyeler kıymetliyken, bir adamsendecilikle birbirimizi bekletir, işimizi aksatır dururuz.
Hazret-i Allah’ın, namaz vakitlerini neden böylesine kılı kırk yaparcasına tayin ettiği üzerinde durmayız.
Günde beş kere Ezan-ı Muhammedi okunduğu halde, tarihi hakkında tam bilgimiz yoktur.
Buna rağmen, ezanla birlikte hemen hemen her insanın aklına derhal Hazret-i Bilâl-i Habeşî gelir.
O kadar
Fakat Hazret-i Bilâl-i Habeşî kimdir?
Hayatı nasıl geçmiştir?
Ezan-ı Muhammedi ile ilgi derecesi nedir?
Ezan-ı Muhammedi ne zaman ve ne suretle okunmuştur?
Bu şerefe ilk önce kim nail olmuştur?
Daha nice nice sorular vardır ki, tam bir aydınlığa kavuş- turulmamışlardır
Bu eser öyle bir ihtiyacı gidermek için yazıldı. Hazret-i Bilâl-i Habeşî’nin doğumundan vefatına kadar, neler geçmişse anlatıldı.
Dikkatli bir göz, bu eseri okuduğu zaman daha nice nice gerçeklerle karşılaşacaktır
İslâmiyetin nur nur fışkırışı üzerinden bin dört yüz seneden fazla zaman geçtiği halde, hâlâ insanlar arasında gizli kölelik, renk üstünlüğü sürüp gitmekte, bu çirkin gelenek uğrunda kan dökülmektedir.
Halbuki Hazret-i Bilâl-i Habeşî bir köleydi. Derisi simsi-yahtı.
Fakat madde üstünlüğü tanımayan, bütün insanları do-ğuşunda hür yaratan Hazret-i Allah’ın huzurunda en büyük şeref kulluktu.
O da, göz aydınlığının fazlalığıyle, göğüslerin açıklığıyle orantılıydı.
Esas olan vicdandı, yürekti.
İnsan renk renk olabilirdi
Fakiri, zengini bulunabilirdi
Kısası uzunu, şişmanı zayıfı, hastası sağlamı, körü topalı şereflenmesinde kıstas olamazlardı.
Nitekim, Hazret-i Bilâl-i Habeşî her türlü hareket ve sözlerle horlanırken, İslâmiyetle beraber mertebesini buldu.
İlk Ezan-ı Muhammedi’yi okuma, kölelerden birinci müs- lüman olma, Hazret-i Peygamber’in yakını bulunma ve Ezan-ı Muhammedi’ye sabahları okunan Namaz uykudan hayırlıdıı" cümlesinin ilâvesi ilhamiyle şereflendi.
Onun altmış yıllık hayatında biz insanlar için pek çok ibret ve örnek sahneleri vardır.
Bütün iş bunları benimseyip tatbik edebilmektedir.
Hz. BİL ve Acirc;L-İ HABEŞİ
Ne mutlu, bir zamanlar "Siyah Kadının Oğlu" diye hakaret edilen Hazret-i Bilâl-i Habeşi’ye ki, bin dört yüz seneden beri her sabah ezanında İlâhi bir ikaz olan ilhamı, Ezan-ı Muhammedi’de tekrarlanır durur.
Elbette Allah’ın takdir edeceği zamana kadar bu hal devam edecektir.
Ahmet Cemil Akıncı