İstanbul. Karaköy. Zürafa Sokak. No: 14. Basit bir adres. Sadece postacıların değil neredeyse tüm erkeklerin bildiği, kadınlarıyla meşhur, kadınlara yasak bir adres. Sıradan insanların sıra dışı acılarının mekânı. İş bulamayan yoksul kadınların açlığa karşı tutunacakları son dal. Yaşı geçmekte olanların günden güne tükendikleri, bütünüyle düştükleri ve düşkünleştikleri, geri kalanların ibretlik geleceklerini gördükleri çaresizlik kuyusu. Genç bir Yaprak’ın düşmesiyle yarınsızlıklarının acısını gözbebeklerinde hisseden kabuk bağlamış kadın gövdeleri. Bu âlemin her yerinde ölümü bile hiçleştirenlerin “insanlığımız budur” haykırışı yankılanır. “Koca” lakaplıların kadınlara, Arap’ın Zargana’ya olan insanlığı, bir diğerimize olan insanlığımıza benzetilebilir mi? “Anne” lakaplıların “kızlarına” olan insanlığı çok mu uzak kalır çocuklarımıza olandan? Korkmayın, utanmayın burası bir genelev… Nonoşları, zürafaları, tansiyoncuları, bohçacılarıyla; komünist olanlarıyla; dünyanın düz olduğuna inananlarıyla ev ev bir sokak. Her meslekten, her yaştan, her erkekten misafirleriyle; sözcüleri, gözcüleri, dikizcileriyle burası bir ülke. En derin acıların yapmacık bir kahkahayla seyreltildiği, tebessümlerin gelip geçiciliğinde hüznü ağır basan bir dünya. O halde neden yas tutmamaktayız…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.