"Burada bir bireysin, kendine ait bir geçmişin var, özlenirsin, ancak orada, şehirlerde benim gibi binlerce yuvarlanan taş var. Hepimiz aynıyız; hiçbir bağımız yok, kimseyi tanımıyoruz, hiçbir şeye sahip değiliz. Birimiz öldüğünde, onu nereye gömeceğimize dair neredeyse en ufak bir fikrimiz yok. Sadece ev sahibimiz ve manavımız arkamızdan yas tutuyor."
n
Divide ismindeki küçük yerleşim yerinde hemen herkes çiftçilikle uğraşmaktadır. Bergson ailesinin lideri John Bergson ölüm döşeğindeyken, çiftliğin yönetimini erkek evlatlarından birine değil, çalışkan ve disiplinli kızı Alexandra'ya verir.
n
Toprağın verimsizleştiği, insanların malını mülkünü satıp şehre yerleşmeye başladığı bir dönemde, Alexandra çiftliği korumak için var gücüyle ve tek başına savaşır.
n
Willa Cather'in önemli kitaplarından biri sayılan Ey Öncüler! imkânsıza göz dikmiş, güçlü bir kadın olan Alexandra'nın iş ve aşk mücadelesine, bu mücadele etrafındaki taşraya, oradaki hayata odaklanıyor.
n
Erkek dünyasına karşı giriştiği savaşta kendini arayan Alexandra'da, günümüzden ve kendimizden de çok şey bulacağımız aşikâr.
n
"Ey Öncüler! karamsarlığıyla insanın kalbine adeta bıçak saplıyor."
The New Yorker
n
"Ey Öncüler! yaşamanın onuru ve değerini kavrayan bir bilinçle dolu, lezzetli bir hikâye."
The New York Times
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n