Aybars 7 yaşında, açık kahve saçları, ela gözleri olan ödevlerini zamanında yapan, uslu, çalışkan, meraklı ve araştırmacı kişiliği olan bir çocuktur. R harfini söyleyemez. O yüzden ismini söylerken Aybars yerine “AYBAS” der. “Benim adım Ayba(r) s”, der.
Aybars televizyondaki haber spikerinin “Çin’de başlayıp yayılan ve toplum sağlığını olumsuz etkileyen bir salgın hastalığın ilk vakası Türkiye’de görülmüştür.” haberiyle ‘Salgın (Pandemi)’ kavramıyla ilk kez tanışır.
Okuldan gelip ödevlerini tamamlar tamamlamaz dışarı çıkıp futbol sahasına koşan Aybars’ı annesi dışarıda fazla zaman geçirmemesi konusunda ikna etmeye çalışır. Annesi, Aybars’ı karşısına alıp, dışarıda daha az vakit geçirme konusunda ikna etmeye çalışırken, okulların Korona virüs salgınıyla birlikte tatil edilmesiyle, Aybars da tüm çocuklar gibi evde kalmak zorunda kalır. Peki, Aybars şimdi ne yapacaktı? Bu duruma alışmalıydı. Tüm ailesi Aybars’ın evde zaman geçirememe sorununun farkındaydı. Salgın hastalıkla birlikte diğer arkadaşları gibi evde kalmak zorunda kalan Aybars belki de şimdi evde kalmayı sevebilirdi… Sevdi mi dersiniz?
Peki ya salgından korunmak ve gerekli sağlık tedbirlerini almak için annesiyle kurdukları oyunun kurallarına uyabildi mi?
Bu hikâye siz sevgi dolu küçük okurlarıma; akıllı, uslu, çalışkan, meraklı kahramanımız Aybars’ın pandemi sürecindeki iç dünyasının ve heyecanlı maceralarının kapısını açıyor. Pandemi sürecinde sevdikleriyle fiziksel mesafe kurmak zorunda kalan Aybars, çevresindekilere sevgisini elleriyle kalp çizerek gösteriyor. Şimdilik…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.