Meksikalı yazar Mario Bellatin, deneysel otobiyografisi Büyük Cam’da türün yerleşik kalıplarının dışına çıkıyor. Onun için otobiyografi yazarın kendi kimliğini bütünleştirdiği bir anlatı değil, kendini farklı kimliklere parçaladığı bir kendinden çıkış kurgusu. Bellatin “Bellatin”i birbirine hiç benzemeyen üç ayrı otobiyografiye bölerek kendisini özyaşamkurmacalar içinde yeniden yaratıyor.
“Tenim, Işıltılı”da annesinin onu götürdüğü hamamlarda testislerini sergileyerek hem sayısız armağan topluyor hem de Özel Okul’a girmeyi başarıyor. “Mürşidenin Gerçek Hastalığı”nda şehit derviş mertebesinde bir karakter oluveriyor ve kitaplarına, hayatına, sufiliğe dair birtakım düşler eşliğinde sufi topluluğunun mürşidesinin gerçek hastalığının peşine düşüyor. “Modern Görünümlü Bir Karakter”deyse anlatıcının kimliği, cinsiyeti, yaşı, geçmişi ve arzuları durmaksızın değişiyor, kâh araba avına çıkmış bir adam oluyor, kâh kırk altı yaşında kukla gösterileri yapan küçük bir kız...
Adını Duchamp’ın ünlü çalışmasından alan Büyük Cam, boşlukları ve yanıtsız kalan sorularıyla klasik bir otobiyografinin yakalayamadığı bir hakikat düzeyinde çokboyutlu bir tablo yaratıyor.
“Yazmadan yazmak... bu yolda atmam gereken ilk adım, Mario Bellatin adındaki yazardan kurtulmaktı.”.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.