Sabah olmuştu. Günün ilk ışıklarıyla beraber ölüm sessizliği içindeki koğuş, sessizliğini bozmuş ve yerini içinde bulundukları duruma isyan eden insanların seslerine bırakmıştı. Bir yandan demir parmaklıklı kapıların açılışı, diğer yandan her gün aynı eziyeti çekmekten yorulmuş insanların mırıldanışları, Yiğit'in gece boyunca hiç uyumadan düşünüp aldığı kararları keskinleştirmişti. Gözü Halit'teydi. Kaşları hafiften çatıktı. Çok kararlı ve keskin bir ifadeyle gözlerini kırpmadan Halit'e bakıyordu, “Uzun uzun düşündüm. Salenko'dan intikam almak istiyorum.” dedi.
Halit şimdi anlamıştı bu çocuğun neden öyle dik dik baktığını. Çocuk intikam almak istiyordu. İntikam hissinin insanda nasıl bir etki oluşturduğunu iyi bilirdi. Ama bu seferki başkaydı. Akşam korkudan içi titreyen çocuk, sabah nasıl olmuştu da böylesine öfkeli ve kararlı hale gelmişti?
Halit, bu çocukta farklı bir şeyler olduğunu hissetmeye başlamıştı. Ama bu hislerinin aslı var mı, yoksa görünüşü gibi ruhu ve azmi de çelimsiz mi, o ilerleyen günlerde anlaşılacaktı.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.