Bu küçük kitapta yazılı olanlar, Osmanlı’nın İslâm’a olan bağlılığının deryada birkaç damla su misali örneklerinden ibaret.
n
Daha tasnifi bile yapılamamış binlerce ciltten oluşan arşiv belgeleri ve kütüphanelerdeki eserler; Kafkaslar’dan Orta Avrupa içlerine kadar yayılmış ve bugün binlercesi yok edilmiş, yüzlercesi amaçlarının dışında kullanılan camiler, mescidler, medreseler, kütüphaneler, imarethaneler, şifahaneler, kervansaraylar, çeşmeler, köprüler gibi sayısız kültür mirası bu bağlılığın ve sevginin canlı şahitleridir.
n
Osmanlı günlük yaşayışında, mahallesinde, çarşısında pazarında, hukukunda, ticaretinde, milletler arası ilişkilerinde, savaşında, barışında hâsılı hayatın her alanında İslâm’ın esaslarını -Kur’an ve Sünnet’i- esas almıştı. Âlemlerin Efendisi (s.a.v) ve Osmanlı Sultanları, bu uygulama, sevgi ve bağlılığa pencere açmak için hazırlandı. Osmanlı, Hz. Peygamber’in övdüğü kumandan ve asker olma şerefini Fâtih Sultan Mehmed Han zamanında kazanmıştı. “İ‘lâ-yi kelimetullah ruhu” yine genç Fâtih döneminde hızla yükselmeye başlamıştı.
n
2. Bayezid’in lakabı “veli padişah” idi. Onun oğlu Yavuz, hâdimü’l-Haremeyn sıfatını alarak kendilerinin Mekke ve Medine’nin hizmetçileri olduklarını ilan edecekti. Ve gerçekten de Osmanlı, İslâm’ın izzetli sancağını 600 sene burçlarda dalgalandıracaktı.
n
Bu kitap, Osmanlı’nın Hz. Peygamber’e [sallallahu aleyhi vesellem] olan sevgi ve bağlılığını göstermek, onun şanlı hatırasını yaşatmak adına, Mekke ve Medine gibi kutsal beldelerde yaptıkları çalışmalara ışık tutmak için kaleme alındı.
n
Âlemlerin Efendisi (s.a.v) ve Osmanlı Sultanları, Muzaffer Taşyürek’in kaleminden Mostar Yayınları’nda…
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n