Arkadaşını Davet Et


Açık Pencere

Açık Pencere (9786059114097)

0.0
Fournisseur : Vadi Yayınları
Point de monnaie : 100
Taux d`actualisation : %65 Réduction
TVA Inclus : $27.17
Réduit : $9.53
TVA Inclus : $9.53
Code-barres : 9786059114097
Türkçe Romanlar 7
KÜ-5

Yazılarıyla okuyucularını eşsiz bir tefekkür yolculuğuna çıkartan Gökhan Özcan, bu sefer bambaşka pencereler açıyor gönül dünyamıza “Açık Pencere”sinden uzanan kalemi ve fotoğraf makinasıyla. 

n

Sözcüklerin kimi zaman anlatmakta kifayetsiz kaldığı an’ları, bir kadraja sığdırarak kazıyor hafızamızın en müstesna köşesine.

n

Gökhan Özcan, “Açık Pencere”de alışılmış tınıdaki yazıları, belgesel tadındaki fotoğraflarıyla araladığı pencereden, selama duruyor tüm dostlarına…

n

3N 1K

n

Kitabı kim’ler okumalı?

n

Yaşanılan güzel zamanlara özlem duyan ve an’ı yaşamak isteyen herkes…

n

Kitapta ne’ler var?

n

Hayata dair yazıların yanı sıra, yazarın kendi kadrajından yaşamın ta kendisi…

n

Kitap neden yazıldı?

n

Hızla dönen dünyada, durup nefeslenmemize vesile olmak için…

n

Kitap niçin okunmalı?

n

İnsan doğuyor, yaşıyor ve ölüyor. İşte o “yaşamak” kısmı nasıl olmalı’nın cevabı karınca kararınca bu kitapta…

n

Akılda Kalanlar :

n

• Bu zamanın insanlarının çok şeye ihtiyacı var. Ama en çok; bir saat tamircisi gibi hayatın ayarını yapacak inceliğe, hassas bir hayat işçiliğine ihtiyacı var.

n

• Bizi sadece fiziksel görünümümüz ayırmaya başladı birbirimizden.
Asıl kalpleri değil midir oysa insanları birbirinden farklılaştıran?

n

• Sanki cilt cilt kitaptık eskiden de, şimdi sadece tek bir cilt olarak kaldık. Her şeyi basit kelimelerle özetleyen tek ciltlik bir kitap!

n

• Oyuncaklarla oynamayı yaşamanın yerine koymaktan vazgeçmedikçe, hiçbir şey yaşamak istediğimizle yaşamak zorunda olduğumuzu aynı şey kılmayacak.

n

• İnsanlık henüz iç kırıkları teşhis edecek röntgen cihazını geliştiremedi. Muhtemel ki hepimiz iç dünyalarımızda en az cam çocukların güçsüz bedenleri kadar kırılganız!

n

• Ama dilimiz ne söylerse söylesin, biz aslında gizli bir hoşnutluk duyarız yaşadığımız karmaşadan. Çünkü hayat, henüz devamı yazılmamış bir cümlenin heyecan verici sırlarıyla doludur insan için.

n

• Çocuklarımızı kendi kaybettiklerimizi kazanmaya zorluyor, kazanmaya muhtaç oldukları tek imtihanın hazırlığından alıkoyuyoruz.

n

• Hepimiz yeni bir insanlık kıyafeti giydirilmiş insanlarız şimdi. Tanımlanmış hayatlara, güdülenmiş duygulara, kurgulanmış uğraşlara tâbi kılındık.

n

• Evlerde yaşar ve kendi hayat cümlelerimizi söyleriz. O cümleler yan yana gelir, adına sokak dediğimiz paragraf ortaya çıkar.

n

• Ve o bütünlük, hepimizden izler ve renkler taşıyarak şehir denen o kalabalıkta kendi anlamını ayakta tutar.

n

• Şehrin bir hafızası olduğunu ve kim olduğumuzu bilebilmek için o hafızaya ihtiyacımız olduğunu unutuyoruz.

n

• 'Değişmeyen tek şey değişimin kendisi' dediler, kolayca inandık.
Her şey değişirken bile, kalbini değişmesi olmayanda tutmak değil miydi insanın taşıdığı en büyük mesuliyet?

n

• An gelecek, vade dolacak, sayılı nefesler tükenecek, ömrümüzün son noktası kaderimizin fısıldadığı yere konacak.
O noktayla bize ait cümle bitecek, dünya hayatı bizim için tamama erecek. Sonu olan bitecek, sonu olmayan başlayacak.

n

• Görüyoruz ki özün azar azar söylenmesinden çıkan hakikat, çıkmıyor sözün pazar pazar dolaşmasından, dolaştırılmasından.

n

• Bizim sözün bozuğuna, ayarsızına, ölçüsüzüne değil, bizi baştan ayağa olduranına ihtiyacımız var.
Bizim kendimizde kaybolmaya değil, şu koca kalabalık içinde kendimizi bulmaya ihtiyacımız var.

n

 

n

(Tanıtım Bülteninden)

n

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: FR