Aristoteles’in De Anima III.5’teki oldukça kısa, müphem ve muğlak ifadelerine atfen ortaya çıkan ve meşşâî felsefede temel bir felsefi problem hâline gelen faal akıl kavramı, felsefe tarihinde Aristoteles sonrası dönemden günümüze gelinceye kadar en çok tartışılan kavramlarından biri olmuştur. Bu kitapta ilk olarak faal akıl kavramının tarihî ve felsefi arka planını oluşturan Presokratiklerin varlığın ilk nedenine dair görüşleri ile Platon’un ilahi bir akıl olarak g.rdüğü Demiurgos’u ele alınarak kavramın, Aristoteles felsefesindeki mahiyeti, işlevleri ve insan aklıyla olan ilişkisi belirginleştirilmeye çalışılmıştır. Daha sonra İslam filozoflarının akıl teorileri ve faal akıl anlayışları üzerinde önemli etkileri olan Aristoteles şârihleri İskender Afrodîsî ve Themistius’un, bu konuda birbiriyle uzlaştırılması mümkün olmayan g.rüşlerine yer verilmiştir. Ayrıca Yeni Platonculuğun kurucusu Plotinus’un, İslam filozoflarının faal akıl kavramları ile gerek evrendeki konumu gerekse işlevleri bakımından büyük benzerlikler taşıyan hipostaz Ruh kavramı, Platon’un Demiurgos’u ile olan benzerliğine de dikkat çekilerek ortaya konulmuştur. Kitabın devamında, faal akıl kavramının İslam filozoflarından Kindî ve Fârâbî’nin felsefi sisteminde uğradığı değişim ve d.nüşümler ile yüklendiği anlam ve işlevler ayrıntılı bir şekilde incelenerek Kindî ve Fârâbî’nin bu bağlamda geliştirdikleri .zgün g.rüş ve yorumlar, Antik Yunan felsefesinden tevarüs ettikleri felsefi mirasla karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Böylelikle Kindî ve Fârâbî’nin, hem tevarüs ettikleri felsefi mirasa hem de İslam felsefesinin Özgünlüğü meselesine sundukları orijinal katkılar faal akıl kavramı özelinde açıklığa kavuşturulmuştur.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.