Ersin Bilge, doğup büyüdüğü Erzincan'da, hep eşek sırtında dağıtılan kitapların, defterlerin ve kalemlerin yolunu gözledi.
Aradan yarım yüzyıl geçti. Fakat kendisi gibi yalınayak ve pantolonu yamalı köy çocuklarının özlemini, yaşamı boyunca asla hatırından çıkarmadı.
Bir gözü Almanya'da ise diğeri şu garip Anadolu'daydı. Bir kulağı Oberhausen'de ise diğeri Erzincan'da...
İnsanlarına sonsuz bir sevgi ve yurduna tarifsiz bir sorumlulukla bağlandığı için kendi olanaklarıyla kitaplar ve kırtasiye malzemesi toplayıp bir eşek sırtında doğu-batı, Alevi-Sünni ve Türk-Kürt demeden çocuklara dağıtıyor.
Karşılıksız, çıkar beklemeden, yurtseverlik hissiyle...
Zaten bir insanın soyadı ancak bu kadar yazısına dönüşebilirdi. Bilge'lik tam olarak budur. Kim bilir, belki bugün Ersin Bilge'nin Dostoyesvski romanları verdiği çocuk, yarın Türkiye'nin kıvanç duyacağı bir bilim insanı, doktor, mühendis ya da bir edebiyatçı olacak. Onlar da Ersin Bilge gibi ırak dağ köylerinde veya şehirlerin yoksul semtlerinde bilime ve bilgiye aç çocukların imdadına koşacaklar belki de...
Bu ışık elden ele büyüyecek.
İsmail Saymaz
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.