Her ailenin kendi mitolojisi vardır, ancak bu ailede mitlerin hiçbiri birbiriyle uyuşmuyor. Claudia'nın annesi, babasıyla onu köprüden atlamaktan alıkoyduğunda tanıştığını söylüyor. Babası ise annesini bir hırsızlık girişiminden kurtardığında tanıştıklarını söylüyor. Her iki ebeveyn de sağır ama daha farklı olamazlardı; kimin kurtarılmaya ihtiyacı olduğu bir yana, nasıl tanıştıkları konusunda bile anlaşamıyorlar.
n
İşitme engelli olup işaret dilini kullanmayı reddeden bir anne babanın çocuğu olarak doğan ve hem İtalyanca hem de İngilizceyi kendilerine özgü şekillerde eğip bükerek konuşan göçmen bir ailede büyüyen Claudia Durastanti, Yabancı’da kimliklerimizi kurarken temel aldığımız anlatıları, belleğin bu anlatılardaki rolünü, gerçek ile kurgunun geçişkenliğini deneysel bir formla işleyerek, anı ve roman türlerinin kesişiminde yenilikçi bir aile hikâyesi sunuyor.
n
Yaşamını şekillendiren popüler ve karşı kültür akımlarına, edebiyat, sinema ve müzik eserlerine vurgu yaparak anlatısının tarihsel bağlamını derinleştiren Durastanti, İtalyan edebiyatının parlayan yıldızlarından biri.
n
Peki ama bu gerçek bir hikâye mi?
n
“Hafızanın, hayal gücünün ve cesurca somutlaştırılmış soruların karanlık sularına atılan bir şamandıra. Bu benim en sevdiğim yazı türü; sadece dünyayı anlatmakla kalmayıp onu oyarak içine canlı canlı gömülen bir tür.
n
—Ocean Vuong
n
“Bir romanın neler yapabileceğine dair bakış açımı genişleten nadir kitaplardan biri.”
—Lauren Groff
n
“Durastanti’nin ince eleyip sık dokuyan bakışı, gündelik olanı karanlık ve güzel bir şeye dönüştürüyor.”
n
—Sophie Mackintosh
(Tanıtım Bülteninden)
n