Son yıllarda Türkçenin çok kalın, geniş, kapsamlı, cilt cilt sözlükleri yayımlandı. Ancak hepsinde önemli eksikler vardı. Türkçenin, halk dilinin öz sözcüklerinin, gerçek sözvarlığının, nice güzel sözlerinin, deyimlerinin, atasözlerinin sözlüklerde yer bulamadıklarını gördüm. Bunun önemli nedenlerinden biri, yazı dilimizin kuruluş yıllarında aydınların halk dilini “lisan-ı avam” diye aşağılaması, bir başka önemli nedeniyse, “yerel dili” doğru anlayamamış olmamızdı. Bu iki bakışın halk diline karşı tuhaf bir kibirle hâlâ sürdüğünü düşünüyorum. Aydınların ya da kentlilerin bilmediği her söz nerdeyse yerel görülüyor, küçümseniyor. Bu yüzden tarihimiz ölü sözcükler mezarlığına, coğrafyamız yarı ölü sözcükler mezarlığına döndü. Türkçenin yalnız öz sözcüklerini değil, nerdeyse yaratıcı gücünü, tadını, tuzunu, lezzetini, rengini, mantığını da toprağın altına gömdük.
n
Kâşgarlı Mahmut’tan başlayarak günümüze dek halk diline kulak veren bütün usta yazarlarımızı taradım, ayrıca elimde teyple Anadolu’nun birçok köyünü dolaşarak derlemeler yaptım; yazılı kaynaklarda şöyle bir görünüp kaybolmuş, sözlüklere alınmamış ya da yazılı edebiyata hiç girmemiş sözleri bulmaya çalıştım. Böylece en büyük sözlüklerimizde bile yer bulamamış binlerce söze, sözcüğe ulaştım.
n
Saklı Sözlük’ün birinci baskısı Destek Yayınevince 2016 yılında yapıldı. Aradan geçen bu süre içinde boş durmadım, yeniden işe koyuldum, yeni sözlerle ilk baskıyı epey genişlettim. Bu yeni baskıda kendi eksiğimi de tamamlamaya çalıştım.
n
Sözlüğümün bütün sözlüklerin eksiğini tamamlayan bir sözlük olması için elimden geleni yaptım.
n
Saklı Sözlük, yüzyılların ihmali, ilgisizliği, bilinçsizliği yüzünden dil dışı bırakılmış bir dilin sözlüğüdür.
n
Kemal Ateş
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n