Eski filozoflar, her kavramın karşıtıyla birlikte var olduğunu yüzyıllar önce keşfetmişlerdi. İyi ile kötünün her insanın içinde birlikte var olduklarını ben de biliyordum. Bu felaket başıma gelmeseydi eğer bugüne kadar hep iyi niyetlerle yaşamış biri olarak, varlığı neredeyse hissedemediğim kadar derinlerde saklı kendi kötülüğümle uzlaşıp o çılgın oyuna asla girişmezdim.İçinde bulunduğumuz zamanlar da masum sayılmazdı. Anadolu topraklarında bir büyük savaş yaşanmıştı. Mazlum bir ulus Mustafa Kemal önderliğinde küllerinden yeniden doğmuş, saldırgan açgözlü ulusu ağır bir bozguna uğratmıştı. Her iki ulustan binlerce insan mülteci durumuna düşmüş, savaşın acılarından en büyük payı almıştı. İşte bu benim acıklı hikâyem, acımasız bir kaosun hüküm sürdüğü 1922-1923 yıllarında, Girit’in Resmo şehrinde yaşadıklarımı anlatır. Üçüncü kuşak bir Girit-Resmo mübadili olan Metin Öztürk’ün yıllar süren arşiv çalışmasının bir ürünü olan bu dönemsel kurgu hikâyesi, Resmo’nun ahenkli bir tablosunu ortaya koyarken tarihe farklı bir bakış açısı sunuyor…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.