Son hatırladığım Levent çarşısında Metro’ya doğru yürüyordum. Gözümü açtığımda hiç tanımadığım bir yerdeydim etrafımda yeşil ve mavi derili bir sürü yaratık vardı. -Film setinde miyim? diye sordum Bir ses; – Mars’tasın dedi – Benim dilimi nasıl konuşuyorsun? Her şeyi öğreneceksin, öğrenebilirsen tabii çünkü insanlar akıllı ve zeki değiller bizim zekâ seviyemize gelmeniz için en az bin yıl geçmesi gerekiyor! Bu yaratıklara daha dikkatli bakmaya başladım gözlerinin küçük ve dört köşe olduğunu gördüm, burunlarının yerinde iki delik vardı, dudaklarının olması gereken yerde bir çizgi vardı ve dişsizdiler, Oldukça büyük olan kafalarında kulakları çok gelişmişti iki kocaman huni gibiydi… Elleri yedi parmaklı, ayakları ördek ayağı gibi perdeliydi. Bunlar çıplaktı beni en çok hayrete düşüren cansız mankenler gibi her tarafları dümdüzdü cinsiyetsizdiler sadece popolarının olması gereken yerden bir fişin ucu görünüyordu, Cılız saçları sırtlarının ortasından çıkmıştı.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.