Kuniri denilen yerdeki savasa Çinli’ler de katılınca Amerikalı’lar geri çekilmeye basladılar. Koreli’leri ve Türk’leri “artçı” olarak bıraktılar. Iki uçtaki Amerikalı’lar geri çekilince biz haliyle çember içinde kaldık. Türk’ler, süngü takıp çemberi yarmaya karar verdiler. Amerikalı’lar cipleri ile kaçıyorlardı. Üzüm salkımı gibi tıka basa dolmus bir cip yanımda durdu ve zar zor beni de aldılar. Tam toz bulutu içersinden çıkmıstık ki, bir Türk Tegmen’inin kosarak geldigimiz yöne dogru gittigini gördük. Cipin önünde oturan general arabayı durdurdu ve Türk Tegmeni’ne; - Yanlıs tarafa gidiyorsun. Orada çarpısma var ve biz çekiliyoruz. Deyince, üstü bası toz toprak içindeki Türk Tegmen’i gür bir sesle; - Asıl siz yanlıs yöne gidiyorsunuz. Cephe geldiginiz tarafta ve arkadaslarım orada can veriyorlar, yardıma ihtiyaçları var. Diyerek toz bulutunun içine dalıp, gözden kayboldu. O anda bir Koreli olarak gözlerimden akan yas, yüzümdeki tozla karıstı ve çamur oldu. Bizim için canlarını veren bu cesur insanları hiçbir Koreli’nin hayatları boyunca unutmaları mümkün degildir.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.