İnsan; kâinattaki hiçbir varlığa benzemeyen, kendine mahsus üstün hususiyetleri bulunan, aklı ve idrak kabiliyetiyle kendi mahiyetini ve kâinatı sorgulayabilen, varoluş gayesini araştırıp öğrenebilen ve manevi tekâmüle açık müstesna bir varlıktır.İlkçağlardan beri birçok düşünür insanın mahiyetini sorgulamaya ve anlamaya çalışırken, edebiyat tarihimizde yaklaşık altı asırlık bir döneme hükmeden klâsik Türk edebiyatına mensup şairlerimizin de bu hususta söyleyecekleri sözler vardır. Klâsik edebiyat şairlerimizin insanın farklı hususiyetlerini dile getirdikleri manzumelerde, hem şahsî hem de toplumsal hayatın düzenlenmesinde idealize ettikleri bir insan anlayışı vardır. Daha çok İslâmî ve tasavvufî kültürden beslenen bu anlayış, umumî manada bütün insanlığı ilgilendiren evrensel yaklaşımları ihtiva eder.Bu çalışmada, divanlar ve mesneviler başta olmak üzere çeşitli eserlerde yer alan manzumelerden yola çıkılarak klâsik edebiyat şairlerimizin düşünce sistemlerinde yer alan ideal insan anlayışı ortaya konmaya çalışılmaktadır.Çalışmada Giriş’ten sonraki bölümde “ideal” ve “insan” kavramları üzerinde durulmuş; İslam’da, tasavvuf kültüründe ve Batılı düşünürlerin felsefesinde yer alan ideal insan anlayışından bahsedilmiştir. Çalışmanın asıl konusunu teşkil eden bölüm ise ikiye ayrılmıştır. Birinci bölümde “ideal insan”; şahsî hayatı bakımından 33 alt başlıkta ele alınmış, ikinci bölümde de toplumsal hayata bakan yönüyle 45 başlıkta sunulmuştur.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.