Osmanlı Ceza Hukuku, İslam hukukunun karakteristik yapısına bağlı olarak Şer`i ve Örfi kaynak ve kurallar çerçevesinde gelişmiş ve kurumsallaşmıştır. Şer`i kaynakların belirli ve sınırlı sayıda olması nedeniyle, zamana ve ihtiyaca göre hukuki boşluk bulunan alanlar Örfi Hukuk tarafından doldurulmuştur. İslam hukuk terminolojisinde "Örfi Hukuk", Şer`i Hukukun zamanın yasama organına tanımış olduğu sınırlı yasama yetkisini ifade eder. İslam Hukuku`nun doğuşundan günümüze kadar, yüzyıllar boyunca birçok İslam devleti sayısız Örfi Hukuk düzenlemeleri yapmışlardır. Kuşkusuz ceza hukuku bu alanda en çok düzenleme yapılan hukuk dallarından biri olmuştur. İslam Ceza Hukukunda siyasi otoritenin sınırlı yasama yetkisine dayanarak, Örfi Hukuk yoluyla suç ve ceza belirlemesine "ta`zir" denmiştir. Şer`i ceza hukukunun öngördüğü suç ve yaptırım türleri sınırlı sayıda olup, zamana ve ihtiyaçlara göre ortaya çıkan suç ve yaptırım türleri belirlemek yasama organına, dolayısıyla Örfi Hukuk`a bırakılmıştır. Osmanlı Devleti, özellikle klasik dönemde, örfi ceza hukuku alanında oldukça fazla sayıda, geniş ve kapsamlı düzenlemeler yapmıştır. Bu noktada, Şer`i kaynaklarda öngörülmeyen pek çok yeni suç tipi ve yaptırım ta`zir suç ve cezaları kapsamında düzenlenmiştir. Klasik dönemde Osmanlı padişahlarının çıkardıkları ceza kanunnameleri, Osmanlı Devleti`nin ta`zir suç ve cezaları alanında gösterdiği norm ve uygulama zenginliğinin kanıtı olmuştur. Bu kitapta, ana hatlarıyla Osmanlı Ceza Hukuku`nun yapısı hakkında bilgi verilerek, bu yapı içerisinde ta`zir suç ve cezaları incelenmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.