İçimde yine aynı kıpırtıyı hissettim.
n
Bedenimde nasıl yer ettiğini bilmediğim bir bebekle,
n
kızıl bir evrendeydim.
n
"Yardım edin! Biri bize yardım etsin!"
n
Ormanın karanlığında yalpalayan adımlarım yüzünden güçlükle ayakta tuttuğum bedenim büyük bir ağaca çarptı.
n
Kendimi sırtüstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla
n
açıldı. Çaptığım şey ağaç değil,
n
bir yabancının sert gövdesiydi.
n
"S… Sen..."
n
Büyük avucunu önümde açtı.
n
"Yardım istiyordun, değil mi?"
n
Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu.
n
Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti.
n
Titreyen elimi soğuk avucuna bırakırken üzerime
n
eğilen çehresi bir an için karanlıktan sıyrıldı. Kısık bakan safir mavisi gözlerini müthiş bir tehlike ele geçirmişti.
n
O, peşimdeki yangın değil, ateşin ta kendisiydi…
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n