“Kader demek, senin vücudunun yoğurulmuş toprağıdır. Her ne olup ne bitecekse toprağınla beraber yoğurulmuştur. Zamanı geldikçe vukua gelir. Fakat bütün bunlar, sebeplere bağlanmıştır. Ancak sen sebepleri görme. Hep Allah’tandır. Evvel de O’dur, Âhir de O’dur. Zâhir de O’dur, Bâtın da O’dur.”Hz. Ken’an Rifâî İbnü’l-Arabî Hazretleri, bu fassta Kur’ân’ın ve Üzeyir Peygamber’in mânâsından yararlanarak kader sırrını anlatmaktadır. Kader sırrı, yalnız Allah’ın bildiği bir sırdır ki gaybın anahtarları O’nun katındadır ve onları sadece O bilir (En’âm, 59). Ama anlaşılıyor ki fena makamına gelip Hakk’a sığınan ve Hakk’ın vücudunu giydikten, yani Hak’la Hak olduktan sonra Allah bazı sevdiklerine kader sırrını açıklamıştır. Üzeyir Peygamber ise bu sırrın açıklanışını 100 yıl ölüp sonra dirilerek göstermiş, yani “ölmeden önce ölü” makamına gelmeden bu sırrın bilinemeyeceğini ispatlamıştır
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.