Belki başka bir hayatta; yeniden âşık olmanın matematiksizliğiyle başlıyorum, son satırların yüklemlerine. Öznenin anlamsızlaştığı zamanlarda sevdim seni, küçük bir çocuğun kendini paralarcasına istediği oyunun ismiyle andım varlığını. Mesaisiz geçen gecelerin kahve tortularının içinde bulmuştum benliğimi. Bir kriz masası yönetiminde; iki farklı ülkenin savaşırken ortasında duran masum bir çocuktum. Bilmiyordum bu savaşın bana bu kadar keyif vereceğini. Anlamamıştım, isteğinin bir parçası olduğumu. Göğsümde biriken kelebeklere danışacağım yolumu. Düşersem ya da saparsam yolumdan, kulağımı çekecek her biri. Hakikatin doğmadan ibaret, dudakların tenden taşınma, başka tene. Bana düştüğümden bu yana yanındayım her soluğunda. Karnının yanında duran ufak ben gibi duruyorum usulca. Kaybolunması gereken şehir gözlerindeydi, direksiyonu kaybettiğimden bulamadım o şehrin yollarını. Şimdi ise başımı önüme eğerek yürüyorum, şehrinin sokaklarında. Kafamı kaldırmaya çalışsam biliyorum; taşlanacağım. Söz gelimi uzun zamandır; içi dışı taze niyetlerle dolu bir kum saati taklasında sicim gibi akıp geçti zaman. Bana sorarsan beklediğim mana bir varoluşun görülmesinden ibaret değil elbet. Çaresizlikle yankılanıyor ayaklarım, apaçık olan şeylerin üstü tozlu ve altındakileri göremiyorum. Bildiğim tek bir şey var; Tanrı'nın tuvali zamandır; sen de bunun bir parçasısın.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.