Penn
n
n
İntikamın soğuk yenen bir yemek olduğu söylenir.
n
Daria Followhill’in bana yaptığı şeyin üzerinden tam dört yıl geçti, kalbim artık buz gibi.
n
Ben onun ilk öpücüğünü çaldım.
n
O, sevdiğim tek şeyi elimden aldı.
n
Ben fakirdim.
n
O ise zengin.
n
Koşulların en iyi yanı nedir, bilir misiniz? Değişmeleri. Hem de hızla.
n
Şimdilerde anne babasının en yeni projesiyim.
n
Aynı zamanda ev arkadaşı, belalısı ve nefret ettiği rakip futbol takımının kaptanıyım.
n
Hayatımdaki tek güzel şeyi mahvetmesinin bir bedeli olacaktı elbette, yakında çok gözyaşı dökecek.
n
Daria Followhill kendini kraliçe sanıyor. Ama ben ona şımarık prensesin tekinden başka bir şey olmadığını göstereceğim.
n
n
Daria
n
n
Yaptıklarından pişman olmayan serserileri herkes sever.
n
Peki ya cadalozlar? Onlar her laf sokuşta, her göz devirmede, düşmanlarına taktıkları her çelmede yerden yere vurulurlar.
n
İnce topukların olayı nedir, bilir misiniz? Size zarar vermeye çalışanları ezip geçtiğinizde üzerlerinde iz bırakırlar.
n
Penn Scully’ye gelirsek, masmavi bir yaz günü kalbini paramparça ettim ve o parçaları alıp çöpe attım.
n
Dört yıl önce benden tüm ilklerimi ona saklamamı istemişti.
n
Şimdi karşımdaki odada kalıyor ve ben onun her şeyi olmaktan başka hiçbir şey istemiyorum.
n
Bana kalbini bırakıp giderken bu dünyada hiçbir şeyin karşılıksız olmadığını söylemişti.
n
Şimdi mi? Şimdi bana bedelini ödetiyor.
n
n
YARALI ŞÖVALYE (2.KİTAP)
n
n
BÜTÜN AŞK HİKÂYELERİ AYNI ŞEKİLDE YAZILMAZ.
n
BİZİMKİNİN KOPARILMIŞ BÖLÜMLERİ, EKSİK PARAGRAFLARI
n
VE ACI TATLI BİR SONU VAR.
n
Luna Rexroth içine kapanık ama aynı zamanda
n
herkes tarafından sevilen biriydi.
n
Tatlıydı.
n
İlgiliydi.
n
Yardımseverdi.
n
Sessizdi.
n
Sahteydi.
n
Herkesin sevdiği ve aynı zamanda acıdığı uysal dış görünüşünün
n
altında tam olarak neyi ve kimi istediğini bilen bir kız vardı.
n
Ona gülmeyi öğreten kişiyi.
n
Yaşamayı.
n
Sevmeyi.
n
Knight Cole herkesin en sevdiği futbol yıldızıydı.
n
Çok yakışıklıydı.
n
Atletikti.
n
Güçlüydü.
n
Popülerdi.
n
Yalancıydı.
n
Bu baş belası şeytan yalnızca bakışlarıyla ayağınızı yerden kesebilirdi
n
ama gözleri yan evde oturan kızdan, yani Luna’dan başkasını
n
görmüyordu.
n
Fakat o artık eski Luna değildi. Knight’ın ona kol kanat germesine
n
ihtiyacı kalmamıştı.
n
Hayat All Saints’in altın çocuğuna çelme taktığında şövalyelerin
n
kahraman olmadığını öğrenmek zorunda kalacaktı.
n
Bazen en büyük aşk hikâyeleri trajediyle güzelleşirdi.
n
n
ÖFKELİ TANRI (3. KİTAP)
n
n
Vaughn Spencer.
n
Ona Öfkeli Tanrı diyorlardı.
n
Bana kalırsa kalpsiz bir prensten fazlası değildi.
n
Yaptıklarından sonra ona karşı hissedebildiğim tek şey kindi.
n
Ailesi bu kasabayı, polisi ve burada yaşayan her vatandaşı
n
avucunun içinde tutuyordu.
n
Her hafta sonu başka kızla takılarak, kalpleri ve burunları kırıp
n
kuralları yıkarak yaşasa da bir şekilde okulda bana zorbalık
n
yapacak zamanı bulabiliyordu.
n
Var gücümle ona dayanarak liseden mezun
n
olacağım günü iple çektim.
n
Oysa okyanus ötesine kadar peşimden geleceğini hiç
n
düşünmemiştim.
n
Ama işte buradaydı; bir stajyer, savurgan bir heykeltıraş ve
n
lanet bir dâhi olarak benimle birlikte Londra’nın eteklerindeki bu
n
karanlık, heybetli kaleye taşınmıştı.
n
Carlisle Hazırlık Okulu’nun perili olduğunu söylerler. Haklılar.
n
Ama burası aynı zamanda ikimizin korkunç sırlarını da saklıyordu.
n
Vaughn geçmişindeki hayaletleri öldürebileceğini sansa da
n
bilmediği bir şey vardı. Öldürdüğü şey benim kalbimdi.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n