Eğil dağlar eğil üstünden aşam
Yeni talim çıkmış varam alışanı!
Ah bu türkü! Yirmi dört sene evvel hangi şehirden, hangi köyden, hangi kulübeden birden bire aksetti? Türküleri daima şen olan İzmir'den mi? Daima kahramanca olan Aydın'dan mı? Yoksa daima bağrı yanık olan Edirne'den mi? Nereden? Güftesinin üslûbu gibi bestesinin zevkinden de nereden çıktığı belli değil; her türkünün iklimi şivesinden az çok belli olur, bunun bilâkis menşei Rumeli midir, Anadolu mu anlaşılamıyor, o kadar millî!..
Yirmi dört sene evvel ilk çıktığı zaman vatanın bütün sokaklarında, Tesalya'ya doğru redif taşıyan Anadolu ve Rumeli trenlerinde yalnız bu türkü işitiliyordu:
Eğil dağlar eğil üstünden aşanı
Yeni talim çıkmış varam alışanı!
O harbin redifleri bu türküyü geçtikleri bütün şehirlere bıraktılar; İstanbul, Selânik, İzmir, Beyrut, Halep, Usküp, Manastır cafe chantant'ları sabahlara kadar tekrar ettiler, Erzurum'dan Yanya'ya kadar, Alasonya'dan Dömeke tepelerine kadar her taraftan bu türkü aksediyordu:
Eğil dağlar eğil üstünden aşam!
Bu türkü yeni Türk şiirinin ilk ve maatteessüf son güzel eseridir, çünkü ondan beri bu kadar şevkli, atılışlı, canlı mısralar söylenemedi.
Yahya Kemal
Eğil Dağlar, Yahya Kemal'in Darülfünun'daki dersleri, konferansları, sohbetleri, sansürün ağır baskısı altında matbuatta neşrettiği yazılarıyla Millî Mücadele esnasında cepheye ve kamuoyuna çok büyük moral veren sadece istiklâle olan inancını değil, Doğu ve dünya siyasetine dair derin vukufunu da aksettiren yazılarından oluşuyor.
(Tanıtım Bülteninden)