Tekelci kapitalizmi dikkate almadan 21.yüzyıldaki düşünce dünyasını, edebiyat ya da felsefe akımlarını anlamak mümkün değildir. Tekelci kapitalizm, toplumda büyük bir gerilim, ortada bir çelişki olduğunun farkındadır. Bu çelişkinin “emek-sermaye çelişkisi” olarak tanımlandığı durumlarda kendi varlığı için oluşacak tehlikenin ne denli yıkıcı olabileceğini bilmektedir.Tarihin bu anında bu çelişkinin asla ortadan kalkmayacağı da açıktır. Bu durumda sermaye için en yararlı yol bu çelişkinin “emek-sermaye” ekseni dışında tanımlanmasıdır.Yaşanan emek-sermaye çelişkisine “emek-sermaye çelişkisi” denmediğinde ortaya çıkan kavramsal boşluğu dolduracak ikame çelişkiler gerekmektedir. İşte dünyada muhalefeti belirleyen baskın damar olan kimlik siyaseti, bu boşluğu doldurmaya en elverişli olan siyasettir.Sosyal bilimler laboratuvarlarında seri üretime geçen mikrokimlik endüstrisi, tam da bu boşluğu dolduracak ideolojileri üretmek için vardır.Bu kavram ve ideoloji sağanağının altında akılları koruyacak şemsiyeler üretmek ve her şeyi adıyla çağırmak insan türünün geleceği için zorunludur.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.