Bu eser, Alman filozof Immanuel Kant’ın, insanlığın en eski arayışlarından biri olan “Barışı nasıl tesis etmeli?” sorusuna cevap arayışının ürünüdür.
Şüphesiz bu soruyu ilk soran Kant değildi. Augustinus, Aquinalı Thomas, Erasmus, Leibniz, William Penn ve Saint-Pierre de bu soruyu sormuşlar ve cevabı tanrısal argümanlarda bulmuşlardı. Ancak Kant hem soruyu hem de cevabı değiştirdi. O, ‘barış’ın değil, ‘ebedî barış’ın peşindeydi. Cevabı ise tanrısal ve dinî değil, ‘hukuki’ temelde verecekti.
Kant’ın bu eserini, sömürgecilik faaliyetlerinin ve ülkelerin güç yoluyla ilhak edilişinin yoğun olarak görüldüğü bir dönemde kaleme almış olması şüphesiz rastlantı değildir. Fransa ve Prusya arasındaki Basel Barış Antlaşması’ndan (1795) Birleşmiş Milletler’e ve ‘ebedî’ barışla ilgili her düşüncemizde Kant’ın bu eserinin doğrudan etkisini gözlemleyebiliriz.
Kant’ın, savaş olgusunun daimî olarak insanlık tarihinden kalkması amacıyla kaleme aldığı bu değerli çalışmayı,
Celal Yeşilçayır çevirisi ile sunuyoruz.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.