“Söylemeliyim ki, insanlarla çalışmayı hiç sevmemişimdir. Onların mantıksız ve ahmakça duyguları beni rahatsız ediyor.” —Mr. Spock, (Star Trek, S3B7)
Duygular... Tam bir baş belası, değil mi? Keşke hepimiz daha az duygusal ve çok daha mantıklı olsaydık, belki başımıza gelenlerin yarısına bile katlanmak zorunda kalmazdık.
Ama duyguları baş belası olarak tanımlamak gerçekten adil mi? Duygular gerçekten de onsuz daha iyi olacağımız bir tür bilişsel ek mi? Yoksa daha derin bir amaca mı hizmet ediyorlar? Beynimizin değerli kaynaklarını bu kadar fazla kullandıklarına göre, duyguların evrimleşmesinin bir nedeni olmalı. Peki nedir bu sebep?
Ve beyinde nasıl işliyorlar? Bir bebeğin anne karnından çıktıktan sadece birkaç saniye sonra büyük bir sıkıntıyla ağlamasını düşünürsek eğer, doğuştan mı geliyorlar? Yoksa zaman içinde ve çevremizle edindiğimiz deneyimlerle mi öğreniliyorlar?
Psiko-Lojik ve Mutlu Beyin kitaplarının yazarı Dean Burnett, Duygusal Cehalet’te tüm bu soruları ve daha fazlasını araştırıyor. Burnett, kapsamlı araştırmaları uzman analizleriyle birleştirerek, duygusal yaşamlarımızın altında yatan bilimin büyüleyici, samimi ve eğlenceli bir anlatımını ortaya koyuyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.