Fatih ve fetih...
Dünyanın kaderini değiştiren sultanın efsanevi romanı...
Fatih’in çocukluğu, gençliği ve azmi...
İstanbul, Türklerin eline geçtiği zaman şehirden kaçan Batılı bir tarihçi, “Bugün dünyanın son günü,” diye not düşer defterine. “Medeniyet, barbar Türklerin eline geçti ve insanlık öldü.”
Batı’taki Türk-İslam algısı üzerine uzmanlaşan akademisyen-yazar Beyazıt Akman işte bu cümleyle; yani 29 Mayıs 1453’ün gerçekten dünyanın sonu mu, yoksa insanlık tarihinin altın çağlarından birinin başlangıcı mı sorusuyla yola çıktı. Akman, yerli ve yabancı yüzü aşkın eseri inceledi, beş yıl boyunca bu konuyu araştırdı. Ve daha yayınlanır yayınlanmaz tarihi roman alanında çığır açan, kısa zamanda bir kült eser haline gelen bu roman ortaya çıktı.
Ülkemizdeki etkisi sadece yazılı edebiyatta değil beyaz perdede ve TV yapımlarında da hissedilen Dünyanın İlk Günü yeni baskısı ve yüzüyle karşınızda...
Doğu Roma'nın merkezi Konstantinopol'den kaçırılan Alexander, yaşayabilmek için çocukluk aşkından ayrılmak zorunda kalır. Aşkına tekrar kavuşmaya söz veren Alexander, doğduğu topraklara hiç beklenmedik bir şekilde geri dönecektir. Aradığı adaleti başka topraklarda bulmuş ama ilk aşkını hiç unutmamış bir yeniçeri olarak... Aynı tarihlerde ve aynı coğrafyada, kaybettiği sevgili eşinin yasıyla birlikte elçiden çok seyyah olup çıkan İtalyan Alberti Balbi ise el yazması eserler kopyalayıp çoğaltan Müslüman bir kıza, Nilüfer'e vurulur. Alberti'nin, adeta eski aşkının ve yasının doğal bir uzantısına dönüşen bu imkânsız aşkı satır satır döktüğü gizli defteri, gittikçe tarihin en önemli tanıklarından birine dönüşecektir. Zira aynı dönemde, 19 yaşındaki bir sultan, genç Mehmet, sadece Alexander ve Alberti'nin değil, bütün dünyanın kaderini değiştirecek bir olayı, İstanbul'un fethini gerçekleştirmek üzeredir...
Alexander'ın aşkını, Alberti'nin hüznünü ve Mehmet'in azmini film izlercesine, bir solukta okuyacak, bir daha unutamayacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)