1. DÜNYANıN EN GÜZEL 100 ŞİİRİ / Editör : HALİL GÖKHAN
Şiir okumayı neredeyse unutacağız, şiir alıntıları ve özdeyiş yerine kullanılan kupkuru dizeler yüzünden. Bir şiir okumak, şairini, toprağını ve dolayımını da anlamakla, keşfetmekle mümkündür.
Dünya şiiri diye kestirip atamayız ya da aslında Türk (Türkçe) şiir diye de bir şey gerçekte yoktur. Şiir vardır. Şiir ülkeler diller ve sınırlar üstüdür. Şiir dünyayı hissetmektir. Tamamını. Oradaki kıstırılmış, yalnız insanın kurtuluş arzusunu, tutku yollarını.
Aşk, acı, yalnızlık, kayıplar, ölüm, neşe, sevinç, mutluluk ve hayaller vardır Şiir'de… En çok hayatın özüdür Şiir. Şiirin özü hayattır, zamandır, gelecek ve geçmiştir. Ve Şiir geçmemiştir.
Şiir hala vazgeçmedi İnsan'dan… İnsansa okuma uygarlığında duyularının ulaştığı son Altın Ülke olan şiirden neredeyse vazgeçecek gibi…
Evet bu kitap biraz da Şiir'in son gemisi. Hiç peygamberi, tufanı, kutsal kitabı olmayan, kendi başına bu dünyaya şairler aracılığıyla gelip konan Söz'ün gemisi.
100 Şair ve onların en güzel 100 şiiriyle insanı uğurluyoruz, ona yeni bir başlangıç atfederek; sözüne geri dönmesi için bu 100 Şair onları bu muhteşem insani şölene çağırıyorlar. Daha fazla geç kalmadan.
Dünyanın bu 100 Şiir'e çok ihtiyacı var.
2. ŞİİR AJANDASI
Şiir Ajandası 2066 çıktı. Evet, önümüzdeki 50 yıl boyunca dilediğiniz kadar, dilediğiniz yer ve saatte yazabileceğiniz şiirleriniz için hazırlanmış bu zaman barınağı bütün şairleri bekliyor.
Şiir nasıl yazılır, nereye ve neden yazılmaz?
Bu sorular aslında ne kadar önemli?
Şiir, gerçeklere tahammül edemeyen duyguların gerçek sesidir gerçekten de…
“Büyük şiir, düşünceleri doyurmaz, allak bullak eder,” diyor Montaigne.
Balzac, “Aşk, duyguların şiiridir.” diyerek tek bir duygusal deneyimi yüceltirken “Her aşık, şairdir.” diyen Platon’u uzaktan selamlıyor.
Yazdıkça, şiirin ajandası, takvimi ve tarihi gözler önüne serilecek…
Susmuyoruz: Şiir yaz, ey şair! Ancak böyle konuşabilirsin içinde susturamadığın sessizlikle.Ralph Waldo Emerson'un Doğa’sı, George Perkins Marsh'ın İnsan ve Doğa’sı gibi Henry David Thoreau’nun "Yürümek"i de çevre hareketinin başlıca eserlerinden biridir.
Henry David Thoreau, uygarlık ve yabana bakar... Ne uygarlığı tam olarak reddeder, ne de yabanlığı kucaklar. Thoreau her ikisinin birleşiminden yanadır. Doğanın ve uygarlığın kırsal alandaki uyumundan...
“Yürümek”te Henry David Thoreau, doğanın felsefesini irdeler. İlk bölümlerde insanın doğadaki rolünden; ‘ikamet eden ya da bütünün bir parçası olan’ insandan bahseder. Daha sonra doğayla yeterince ilişki kuramayan insanı ele alır, eleştirir. Bunu yaparken, kendi deneyimlerinden de bahseder. Orman kenarındaki arazisinde yaptığı yürüyüşleri anlatır.
(Tanıtım Bülteninden)