İşin alfabesi-özü işte bu cümledir. Ha, ama buna siz bir de “diyalektik“ kavramını mı ilave ediyorsunuz... Bu durumda da denir ki, "ancak, her biri önceden kendinde şey olarak ("bağımsız mutlak bir gerçekliği“ temsil ederek) varolan bu nesneler, aynı zamanda, kendi içlerinde kendi zıtlarını da yaratarak onunla birlikte varolurlar ve sonra da, gelişme sürecinin belirli bir aşamasında ona dönüşürler!İşte “Diyalektik materyalist” felsefenin -dünya görüşünün- özü, esası da budur. Her şey, milyonlarca insanın hayatına mal olan vesonra geride bir avuç “oligark” bırakarak göçüp giden bütün o “sosyalistdevrimler ve de sırtını bunlara dayayarak “kapitalist olmayan bir yoldan sosyalizme varmayı” hayal eden bütün o darbeci pozitivist diktatörlükler bunagöre, bu felsefi bakış açısına göre tezgahlanmıştır.Aslında olay apaçık ortada! İşçi sınıfı,hayata-evrene kendi varlığını, nefsini, yani duygusal kimliğini temel alan bir koordinat sisteminden bakınca der ki, “kapitalist toplum, burjuvazi tarafından temsil edilen objektif gerçeklik-kendinde şey bir oluşumdur. Benim bu toplumun içinde bir geleceğim yoktur; bu toplumun içinde, giderek, bir köle, sadakaya muhtaç bir varlık haline geliyorum... Çünkü ben, bu toplumun kendi içinde yarattığı -onun ‘zıttını’ temsil eden- özünde ondan bağımsızobjektif bir gerçekliğim. Bu nedenle, benim kurtuluşum, burjuvaziyi temel alankapitalist toplumun yerine, emeği temel alan mevcut sistemin zıttı başka birtoplumu - “sosyalist toplumu”- YARATMAK, onun için mücadele etmektir.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.