Siz istediğiniz kadar çırpınıp durun, istediğiniz kadar bin bir dereden su getirin, taklacı güvercinler gibi ustaca taklalar atarak gökyüzünde fırdöndü misali istediğiniz kadar dönenin, gazete köşelerinde yazdığınız yazılarınızın ömrü, buz üstüne yazılmış yazı kadar kısa oluyor. Bunu, bu gerçeği ne şu yazarın ünü, ne berikinin şanı, şöhreti, irfanı önleyemiyor. Bu nedenle, gazete köşelerinden seslenmek nankör bir iş! Tıpkı, ev hanımlarının, mutfakta akşama kadar uğraşıp yaptıkları lezzetli bir yemeğin aceleyle, çalakaşık mideye indirilişinin ardından ertesi gün sil baştan mutfağa yönelmeleri gibi! Başkalarının yazıp çizdikleri konularda fazla ahkam kesmeden kendi payıma konuşmam gerektiiğinde, memlemetimizde her seçim döneminde veya zırt-pırt tekrarlanan erken seçimlerde adımın seçmen kütüklerinde zaman zaman "Mıgırdıç, Miğirdiç, Mıhırdıç, Mugurduç, Mıcırdık, Mfgroviç ve son kez de nihayet Memetdinç" olduğu gibi biliyorum ki, yazılarımın ömrü yirmi dört saati bile doldurmadan doğruca çöp sepetlerini, ya da tozlu rafları boyluyor! Peki, o halde, gazete köşelerinde her hafta boy göstermenin ne anlamı var ki! Anlamı var mı, yok mu doğrusunu söylemek gerekirse, benözüm de pek bilemiyorum ama, yine de millete "akıl hocalığı" yapmak hoşuma gidiyor! Keyif alıyorum! Zaten keyif dediğin ne ki, keçi boku! Tespih gibi çek çek dur! Evet! Bir taraftan tespih çekip diğer taraftan akıl kumkuması kesilerek siz sayın okuyucularıma akıl dağıtırken, geriye baktığımda bir de ne göreyim! Dağıta dağıta sıfıra tüketmiş, akıldan yana bende bir şey kalmamış!
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.