“Bizler ya da bizlerden birileri, bir gün köyümüze geri döndüğünde, ziyaret edeceği bir mezar bile bulamayacak… Hâlbuki her birimizin mezarı; gurbetin farklı diyarlarında, kendisini ziyarete gelecek bir yakınının yolunu gözleyecek… Bu ölümler ve acılar, bu ayrılıklar ve ansızın bırakıp gitmeler ne zamana kadar, nereye kadar sürecek? Süleyman’dan sonra ölüm sırası hangimize gelecek? Böyle ansızın toprağa düşerek ayrılmak nereye kadar? Ha, ana! Nereye kadar..?”
“Yüreğimizin son parçası kopup, toprağa düşene kadar…”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.