Eşitlik, Türkiye’de ve dünyada eğitimin en yakıcı sorunlarından biri durumunda. Modern eğitimin eşitlik vaadi aslen hiçbir dönemde gerçekleşmemiş olmakla birlikte, içinden geçtiğimiz neoliberal dönemde Türkiye’de yaşanan yeni sağ dönüşümün eğitim ve eşitlik ilişkisinde keskin bir kırılma yarattığı ve daha önceden söz konusu olan kısmi eşitlikçi uygulamaların bile gündem dışında kaldığı söylenebilir. Bu gelişme, eğitim bilimlerinin eşitlik sorunları ile belki de eskisinden daha fazla ilgilenmesini gerektiren bir durum yaratıyor.
Diğer pek çok araştırma gibi bu kitaba konu olan araştırma da gösteriyor ki eğitim, toplumsal eşitsizliklerin çözüldüğü değil yeniden üretildiği bir alandır. Toplumsal eşitsizliklerin çözümünü eğitimde aramak bir yanılsama olsa da eğitimin eşitlik mücadelelerinin canlı bir alanı olduğu da göz ardı edilemez. Bu alandaki eşitlik mücadeleleri, her zaman, daha genel kapsamlı eşitlik mücadelelerinin birer yansıması olarak yaşanır ve bu geniş bağlamın güç dengeleri ile etkileşir. Nihayetinde salt eğitim alanında gerçekleştirilebilecek bir eşitlik durumu mümkün değildir; çünkü eğitim yasaları ve uygulamaları kesin bir eşitlik sağlasa bile, toplumsal yapı ne kadar eşitse eğitimin sonuçları da o kadar eşit olabilir. Toplumda “güçlüler” varsa eğitimde de “güçlüler” olacaktır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.